Bu yapılanmaların tüm yaptıklarının genel sonuçlarına bakıp, asıl var ediliş sebeplerini ve hizmet ettikleri siyasi, dini ve ticari amacı görebiliriz.
Bunların hepsi de ABD, İsrail ve İngiliz üçlüsünün ortak İstihbarat unsurlarınca kurulup yönetilirler.
Bölgesel siyasi ve ticari dengeleri, bu istilacı devletler yararına olacak şekilde değiştirmek için faaliyet yürütürler.
Buna uygun siyasi, dini ve ticari amaçlar için kurulmuşlardır
Yani birinci amaç, ABD ve İsrail yararına ekonomik ve siyasi yönlendirme yapmak iken, bunlara yaptırılan uygulamalarla İslamiyet dinini dünya insanlarınca en korkunç, ürkütücü, itici, vahşi ve lanetlenen bir din haline getirmek, hedeflenen ikinci amaçtır.
Düşünün ki, bunların bazılarının suçlu saydıkları bir insanı TV ekranlarında canlı yayında boğazını keserek dünyaya izletmeleri, aldıkları emir gereğidir.
Onlara bu emri veren yabancı istihbaratlar, dünya insanlarının İslam dini hakkındaki olumlu düşüncelerini kökünden kazısın istemektedir.
Artık dünya insanı, Müslüman devletlerin parçalanması, aç bırakılması ve herşeyinin elinden alınması faaliyetlerine sessiz kalsın, işgalleri, istilaları haklı bulsun istenmektedir.
Bu siyaset, İslam ülkelerinin gelir kaynaklarına el koymak, İslam toplumlarının çalışmasını, üretmesini ve kalkınmasını kesinlikle önlemek siyasetidir.
Ben bilmem şeyh'im bilir kafa yapısı;
iradeyi ve idareyi önce şeyhine, sonra şeyhin bağlı olduğu dış ülkeye teslimiyet içindir.
Şeyhleri ve siyasetçileri de buna uygun olarak, bir buçuk milyar Müslümanı, düşünmekten, araştırmaktan, bilimden, sanattan, üretimden uzak tutacak şekilde eğitmektedir.
Bu nedenle taliban, ışid, el kaide, fethullah ve diğer yüzlerce dini örgüt ve cemaat, ABD ile aynı taraftadır.
Onun menfaatleri doğrultusunda mücadele eder.
Hepsi de Müslümanlarla savaşır,
Milli devlerlerle savaşır.
Türklerle savaşır.
İnsanlıkla savaşır.
Ama asla,
ABD, İngiltere ve İsrail gibi emperyalist ülkelerle savaşmazlar.