Dobra Dobra Haber Gerçek Haberin Kaynağı

Video Galeri
Foto Galeri
Web Mobil
Kategori : ŞANLIURFA
Haberin Tarihi :   26 Ocak 2024 - 09:05

Çelik "Urfa’nın Canlı Hafızası ve Camii Kebir Mahallesinin Aziz Muhtarı da Hakka Göçtü"

Büyüt
Küçült
Çelik Urfa’nın Canlı Hafızası ve  Camii Kebir Mahallesinin Aziz Muhtarı da  Hakka
İbrahim Halil Çelik "Başta kederli evlatlarınıza , değerli ailenize, sizi gönülden seven tüm dostlarınıza yüce Rabbimden sabırlar diliyorum. Urfamızın başı sağolsun. "

 Bir insanın bu yaşta bu kadar canlı ve bu kadar diri olduğunu görmek isteyen varsa onu görsün isterdim. O hayattı  iliklerine kadar yaşayan ve yüzünden nur akan biri idi. Bu yaşında bile onun  giyimi delikanlıları imrendirirdi. Temizlik ve titizlikte ender bir şahsiyet idi. O,  doksan bir yıllık ömrün taşıyıcısı değil, sanki onun naşi idi. İşte bu Camii Kebir Mahallesinin muhterem Muhtarı Mustafa Hakkı Kaysı idi. O,Urfa’nın yaşayan canlı bir hafızası idi. 

      Ben , Onu Naci Kaysı , Ali Kaysı, Halil Erbil Hocam ve Mehmet Yeşilnacar ile tanıdım. O zaman daha genç idim. Urfa’nın kültürünü derleyip neşretmek için bir grup arkadaşımla arılar gibi çalışıyorduk . Bizler Harran Üniversitesini yeniden ihyaya kendimizi adamış  bizlere Harraniler grubu diyorlardı.

Mahmut Yaşar Uğur ayrı bir fenomendi. O günden bu güne Mustafa Hakkı Kaysı ağabeyi hem sevdim hemde saydım. Seneler sonra  da kader bizi Urfa’ya hizmette birlikte çalışmaya mecbur ettti. Onunla  yıllarca sosyal yardımlaşma vakfında çalışmaktan  zevk aldım.  Onun gibi bir de çocukluğumun yarısını geçtiği Kamberiye Mahallesi Muhtarı İsmail Şahap vardı. O da tam bir akıl küpü idi. Çok sevecen ve insanların gönüllerini çelmesini bilen bir usta siyasetçi idi. Bu ikisinin  girdiği topluma neşe girerdi. Ama Mustafa Hakkı Kaysı’nın ağzından dökülen her kelimenin bir hikmeti vardı. O, Urfa’nın  bir kültür hazinesi idi. İnsanların soy kütüğünden karekterlerine kadar iyi tanırdı.

      Dinleri kinlerinde saklı olanların  maskelilerin  Elektrik Şirket Binasına çevrilmiş Yuhanna Kilisesini yeniden tek tanrıya adanmış bu mabedi bu kez yüce yaradana ibadet edilsin diye biz Selahaddin Eyyübî Camiine çevirirken neler nelerle  karşılaştığımızı burada yazmanın şimdi yeri değildir. Bunu bir kin ve din savaşına sokmaya  çalışanlar olmuştu. Gizli gizli ellerini kavuşturarak fitne çıkarmaya çalışıyorlardı .  Ben  ilimizde açıktan  Süryani olduğunu söyleyen bir topluluk olsaydı onların inancına hürmetten bu mabede karışmazdım. Zira benim itikadımca ehli kitap dinlerin  müntesipleri varsa bir belde de onların mabedlerine karışmazdık. Onların ibadetlerini güven içinde bu  mabedlerde açıktan yapmaları teminat altına alınmıştır. Yüce Peygamberimiz savaşta bile mabetlere ve orada ibadet edenlere karışmayı yasaklamıştır. Din ve  inanç hürriyetini adil bir şekilde kullanmak herkesin hakkıdır. 

    Oysa biz yıllarca Elektrik Şirketinin Devasa  motorlarının verdiği tahribatla maili inhidam raporu alınmış bu kadim Yuhanna  mabedini camiiye çevirerek, onu  yıkılmaktan kurtarmış olacaktık. Bunu  ekibimizin başında Başkan yardımcımız  Mehmet Oymak ile yaptık.  Bu süreçte  gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında bize karşı  yapılan tezviratların  canlı şahidlerinden rahmetli Rafi Görgün  Hafız, Şevki Hafız , Dede Osman , Şeyh Muzzafer Aydın, Abdülkadir Subaşı, Abdülkadir Özen, Sabri Tepe, Mehmet Kayacan, Ömer Saatçı, Emin Karabulut, Şevket Denek,Mehmet Gerger, İbrahim Dörtkardeş, Dr. Münip Görgün, Salih Beşkardeş , Mehmet Cambaz , Hüseyin Baykuş ile   Mustafa Hakkı Kaysı ve Alpaslan Karacan, Mehmet Oymak , İzzettin Olgun,  Hüseyin Çelik, İsmail Dağbaşı,Ahmet Apaydın, Müslüm Çiftçi , Mehmet Atilla Maraş  diğer dostlarımız buna şahittirler tüm Urfa halkı gibi . 

     Urfa’nın Rızvaniye Camiine tepeden bakan Selahaddin Eyyübi camiine minare yapacakken kıyamet kopmuş ve minareyi durdurmak zorunda kalmıştık. Urfalı hemşerilerimin hafızalar da olsa gerek ; Fırfırlı Kilise’yi de vali Kadri Erdoğan camiiye çevirmişti.  Selahaddin Eyyübi camiini de Rabbim  bize nasip etti.  Camii olmasında emeği geçen  her kademesinde çalışan işçisinden ustasına, memurundan amirine ve tüm gönül dostlarımızdan Allah razı olsun. 

       O, ben , değerli valimiz Alparslan Karacan,  Bahattin Açıkyol  ve Mahmut Aslan ile birlikte çalıştık. Onlarla şehrin muhtaç insanlarına yapılacak tüm yardımlar hakkıyla yerini buluyordu. Kimseye torpil yoktu.  Onlar muhtaç olanların haklarını her şeyin üstünde tutarlardı.  

       Benim Milletvekili seçilmemden sonradan Mustafa Hakkı Kaysı ağabey  Camii Kebir Mahallesi Muhtarlığına seçildi. O hem vakıftaki üyeliğini  hem de Muhtarlığını  yıllarca devam ettirdi şerefle. Onun muhtarlar arasında da mümtaz bir yeri vardı . Toplantılarda herkes  onun konuşmasını isterdi. 

      Sabah erkenden hem onun , hem de onun kadar sevdiğim  Mümtaz şahsiyet aziz dostum Şeyh Muzaffer Aydın’ın vefat haberlerini büyük oğlum Muhammed Fatih ile Ömer Kapaklı’dan alınca çok üzülmüştüm . Beni bir hüzün almıştı derinden. Neler geldi geçti aklımdan. Onlarla ne güzel günlerimiz olmuştu. Urfa’nın bu ender yetişen iki güzide şahsiyeti de yürümüştü öte aleme. Bizi  yetim bırakmışlardı  bu fani dünyada. Ah ölüm,ah! Sen hiç kimseye torpil geçmezsin  ta ezelden. Vakti geldi mi çökersin bedenlerinin üstüne. Ruhlar gider geldikleri  yere,  ervah alemine. Bedenler toprakla birleşir toprak olur yeniden. Topraktan hamuru yoğrulmuş atamız Ademin sulbünden bizi halk eden Rabbimize bir dönüştür bu alem göçümüz .   

      Ölüm bir hiçlik değil  ikinci diriliş için berzah kapısıdır . Kabirlerimiz  ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya da cehennem çukurlarından bir çukur olacaktır  der yüce Nebi’miz önceden. İnanıyorum ki sizin kabirleriniz birer bahçe olacaktır inşaAllah.  

     Allah rahmet eylesin. Mekanınız cennet olsun. Yolunuz açık olsun aziz ağabeyim. Bizden selam söyleyin önden giden tüm yiğitlere. 

   Urfa’nın canlı hafızası ,değerli dostum ve aziz ağabeyim Mustafa Hakkı Kaysı’yı  iyi ki konuşturmuş Mehmet Sarmış hoca önceden. Onu candan tebrik ediyorum.  Yoksa bu bilgiler toprak altında çürüyecekti. 

    Temennim : Urfa’nın ilim ,irfan , kültür ve maneviyat  ulu çınarlarını bir bir konuşturup onların bilgi hazinelerini kayıt altına alınmalıdır. Bu hazineler bizim yarınımızın teminatı olacaklardır.  Arşivi ve kütüphaneleri olmayan milletlerin yarınları olmaz. Medeniyetler arşiv ve kütüphaneler yarınlara taşır. Selam olsun yarınlara eser bırakan ulu çınarlara. 

     Başta kederli evlatlarınıza , değerli ailenize, sizi gönülden seven tüm dostlarınıza yüce Rabbimden sabırlar diliyorum. Urfamızın başı sağolsun. 

        İnna lillahi ve inna ileyhi raciün.



Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF
Sosyal Paylaşım
Google
Etiketler :
İsim Soyisim :
E-Mail :
UYARI : Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
Uyarı
Güvenlik kodu :
Bu habere ilk yorumu siz yapın.
DİĞER HABERLER
Son Yorumlar
Jocelyne peiffer
PLEASE HELP street cats
Deftere Yaz
Ziyaretçi Defteri
Düşünce ve Önerilerinizi bizimle paylaşın.
1. LİG PUAN DURUMU
Foother
SOSYAL MEDYA
Facebook Twitter RSS Sitemap
"Dobra Dobra Haber Gerçek Haberin Kaynağı | https://www.dobradobrahaber.com/"   Tum Hakları Saklıdır. © 2023 - 2024